Sağlığımızın birçok yönü için çok önemli bir yapısal protein olan kolajen, çocukken bedenimizde sürekli olarak üretilirken, 20'li yaşlarda üretim hızı yavaşlamaya başlar. Dokularımızda bulunan kolajen, sigara ve alkol tüketimi, çok şekerli beslenme, güneş ışığına fazla maruz kalma gibi nedenlerle hasara uğrar.
|
🤔
|
Çok büyük bir molekül olan kolajen, oral yoldan alındığında midede sindirilerek kendisini oluşturan amino asitlere parçalanır. Kolajen takviyesinin arkasındaki teori, kısa sürede parçalanan kolajen bileşenlerinin, kanımızda dolaşıp bağışıklık sistemimize vücutta bir hasar olduğu ve bunu düzeltmek için daha fazla kolajen üretimine ihtiyacımız olduğu sinyalini vermesidir.
Burada sorun, cildimizin dörtte üçünü oluşturan kolajenin, yaşla birlikte parçalanması ve vücudun yeni kolajen üretiminin zorlaşması. Fakat cildimizin dışında, saçımızda, tırnaklarımızda, tendonlarımızda, kıkırdaklarımızda ve kemiklerimizde de kolajen bulunur.
Az kolajen içeren cilt incelir ve sarkar. Çoğu perinin kabusu olan ince çizgiler belirmeye başlarken akla gelen takviyeler günümüzde hemen her eczanede (ve dahi zincir marketlerde) bulunuyor. Cildimize kolajen zenginliğini geri kazandıracak toz ve içecekler, daha güçlü kemikler ve sağlıklı eklemler, daha sıkı bir cilt ve ''yaşlanmayı geciktirme'' vaatleriyle bizi etkiliyor. Yüksek kaliteli kolajen takviyesi almak mantıklı görünse de, tüm dermatologlar bunu önermiyor. Zira kolajen takviyelerinin cilt üzerindeki etkilerine ilişkin çok fazla akademik literatür bulunmamakta. Ancak son 5 yıldan iki ayrı makaleye göre kolajen takviyeleri, düzenli kullanıldıkları süre boyunca cilt elastikiyetini ve nemlenmesini olumlu etkiliyor. Kolajen takviyelerinin aynı zamanda potansiyel olarak fayda sağlayabilecek diğer vitamin ve antioksidanları da içerdiğini de aklımıza getirelim. (Bu konuda endişeniz varsa, düzenli güneş koruyucu ve ihtiyaç halinde cilt bakım ürünleri ve nemlendirici kullanmak daha önemli adımlardır.)
|
Kolajen içeren besinler |
Hidrolize kolajen, halihazırda kırılmış ve dolayısıyla emilimi daha kolay olan kolajendir. Yüzdeki kolajeni arttırmak içinse tip 1 ve tip 3 kolajen önerilmektedir. Karaciğer ve böbrek sağlığınız yerindeyse, kolajen takviyelerinin sağlığa zararlı olduğunu gösteren bir kanıt bulunmamaktadır.
Diğer taraftan cilt kalitesini etkileyen pek çok faktör bulunduğundan, ciltteki iyileşmenin bu takviyelerden mi yoksa yaşam tarzı veya çevresel etkenlerden mi kaynaklandığını söylemek zor. Dengesiz beslenme, güneş fırtınaları, kalitesiz bir uyku, havadaki bir değişiklik... Hepsini göz önünde bulundurmak gerektiğinden, çoğu konuda olduğu gibi cildinizin verdiği tepkileri gözlemleyerek karar vermek daha akıllıca olabilir sevgili Periler. =)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder